Ve işte sensiz hayatımın ikinci gecesi…
Oradan oraya dolandım bu öğlen
Yürüdükçe daralan nefesim
Ve gözlüklerimin siyah camlarının ardındaki kederim
Dolanıp durdum, bomboş, dıştan sessizce, içten haykırarak
Göğsüme binmiş bi yük vardı bu öğlen
Kalbime ulaşmaya çalışan bi kötülük…
Ezip, paramparça etmek istermişçesine
Zaten parçalanmış olan kalbimi daha da yok etmek istercesine
Yaklaşan karanlığa karşı yürüyordum
Yatağıma yattığımda akacak sellere karşı yürüyordum
Tir tir titreyen, zayıf düşmüş bir vücutla
Geceyi bekliyordum, korkak ve yalnız
Ve işte sensiz hayatımın ikinci gecesi
Zihnimden gitmeyen o gülüşün,
Saçımda gezdirdiğin ellerin, yumuşacık tenin,
En çok da adımı seslenişin…
Sensiz hayatımın ikinci gecesi
Bir yeni karabasan rüyası
Sabah olsun diye yalvaracağım uykusuz bir gece
Ama güneşin doğuşundan bile korkuyorum artık
Gözlerimi açtığımda
“Günaydın” deyişinden mahrum olacağımı bildikçe…
Ve sensiz hayatımın ikinci gecesi biterken
Kahrolacağımı biliyorum
Çünkü sen de biliyorsun… Sadece 2 gün dayanabilirim,
Sensizliğe.
2 gün…
Sadece 2 gün…