İstanbul
Bir gün seni bırakıp gideceğimi biliyordum İstanbul.
Hayallerimin yakılıp yıkılmayacağı,
Sensiz… ama hiç yaşatamadığım benli,
Güneşin üstüme parıldadığı,
Bir yerlere gideceğimi biliyordum İstanbul.
Bu sefer sen de beni çok sevdin İstanbul…
Bu sefer sendin beni benden daha çok seven.
Yollarında dolandım, tepelerine tırmandım, denizinde vapura bindim…
Minarelerine hayıflandım, martılarına imrendim, surlarına ağladım.
Gideceğimi biliyorsun, canın acıyor, biliyorum İstanbul
Sana nasıl yaptım bu haksızlığı bi’ bilsem,
Bana kalmam için onca sebep verdin.
Ufkundan bulutları eksik etmedin ki gün kızıl kızıl batsın
Ve seni unutamayacağım kadar güzel, allı pullu olsun.
Sen bunlarsız da güzelsin İstanbul, kokunla güzelsin - dalından taptaze kopardığım bir şeftali…
Bir bilsen ne kadar dertliyim, İstanbul
Yetmez Rodrigonun konçertoları anlatmaya acımı
Boğazımda düğüm, gözlerimde yaş, sana elveda diyeceğim günü bekliyorum
Belki bir gün yine buluşuruz, Asya’nda ya da Avrupa’nda
Sen seç… Cihangir’de bir demlik yeşil çay mı?
Kadıköy’de bir dilim ıspanaklı kek mi?
Ufkunda batan güneşin ben olurum, bırak İstanbul’um
Senle doğup senle batacağım… kırmızı, mor, mavi
Boğazına deniz ben olurum, bırak Istanbul’um
Göz yaşlarımla akarım Marmara’na, sen yorma kendini, yat uyu
Ben giderken sakın arkana bakma
Kalbim işte o zaman affetmez elveda deyişimi sana